Cehaletin İSTANBUL u nerelere götürdüğü felaketlerle ortaya çıkıyor.
Bir önceki yazıda belirttiğim; okulu, kütüphaneyi yıkan zihniyet, dere yataklarına yapılmış binaları yıkmıyor, yıkamıyor, yıkamazda.
Çünkü onlar yandaşları, genellikle, oy topladıkları,kendilerini iktidara getirenlerin binaları.
İşte bu düzeni böyle binalarla kurdular,İSTANBUL un tüm güzelliğini alan bu yerleşimciler şehirede hükmetmeye başladı. Orada burada her köşede bir mahalle türedi geldikleri yerlerin adı ile. Çok severdiniz de neden bıraktınız yurtlarınızı.
Sizi dere yataklarına yerleştirenler kendi sonları ile beraber sizinde sonunuzu hazırlıyor görmüyormusunuz. Göremezsiniz çünkü sizi okutmadılar, okumanızı istemediler, kitaplarınızı harabeler altında bıraktılar, okullarınızı yıktılar ki görmeyin bilmeyin cahil kalın, sizi böyle dere yataklarında avutsunlar, kömür pirinç bulgurla kandırsınlar. Merak etmeyin CENNETİN de tapuları onlarda dağıtacaklar size.
Okulları yıkan kitapları atan zihniyet; kurduğu sahte kalkanların altına iyice siniyor, TAKUNYA sesi şimdilik gür çıkıyor, ama merak etmeyin gerçeğin sesi hiç durmuyor, takunya seside unutulmuşlar arasında yerini alacak, zaten başkada şansı yok .
Adı gibi artık takunyamı kaldı ?